2022-2023 eğitim-öğretim yılının sona ermesiyle birlikte çocuğu karne alan ebeveynlere önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunan Aile Terapisti Dr. Haydar Çağlağan, karne notu zayıf olan öğrencilere nasıl yaklaşılması gerektiğini açıkladı.
Çağlağan, çocuklara sadece eğitim ve öğretim odaklı bir hayat sunmanın yeterli olmadığını vurgulayarak, çocuklara hayat mücadelesini öğretmenin daha verimli olacağını söyledi.
Okulların kapanmasıyla çocukların karnelerini aldıklarını ve bu tatilin hem çocuklar hem de aileler için iyi geçmesini dilediğini belirten Çağlağan, "Yanlış bir düşünceye sahibiz. Okullar kapanıyor, seviniyoruz; okullar tekrar açılıyor, başka bir sevinç yaşıyoruz. Oysaki gerçek şu ki, belirli bir eğitim dönemi var. Okulların açıldığı dönem için ailelerin ve çocukların hazırlık yapması gerekir. Tatil döneminde de okullar kapandığı için yine ailelerin ve gençlerin tatil için hazırlık yapması gerekiyor ve bu normal bir durumdur. Bunun olağanüstü olduğunu düşünmek doğru bir davranış değil. İkinci yanlışımız ise ne yazık ki şu; kötü bir karne getirdi diye farklı bir tutum sergiliyoruz. Yani iyi karne getirdi diye çocuğa herhangi bir ödül veya hediye vermek sağlıklı bir davranış değil. Çünkü çocuğun görevi okula gitmek, dersi çalışmak ve dersin sonunda bir üst sınıfa geçmektir. Yani çocuğun bir üst sınıfa geçti diye ödül vermenin anlamı yok. Diyelim ki çocuğumuz bulunduğu okulda ekstra bir başarı sağlar. Diyelim ki sporda ekstra bir birincilik, ikincilik, üçüncülük elde eder veya sınıf birincisi olur, okul birincisi olur. Onun nadir bir başarısı olduğu için istediği ve aile tarafından yapılabilecek bir şekilde ödüllendirilmesinde sakınca yoktur. Ancak sadece çocuğumuz sınıfını geçti diye ek bir ödül vermek gerekmez. İkinci yanlışımız da çocuğumuz zayıf bir karne getirdi veya sınıfta kaldı. Onun için çocuğu yargılamanın ve cezalandırmanın da bir anlamı yok. Eğer çocuk sınıfta kaldıysa veya başarısız olduysa, ailenin oturup nerede doğru nerede yanlış yaptığını birlikte analiz etmesi gerekir. Başarı veya başarısızlık sadece çocuğun değil, ailenin ve çocuğun birlikte düzelteceği bir durumdur." dedi.
"Çocuklara tatil yapma hakkı olduğunu kesinlikle ifade edeceğiz"
Dr. Haydar Çağlağan
Karne notu iyi veya kötü olan her çocuğun tatil yapma hakkı olduğunu belirten Çağlağan, "Öncelikle çocuklar, başarılı olsunlar ya da başarısız olsunlar, belirli bir süre tatil yapacaklar, dinlenecekler. Bu tatil döneminde çocuğun veya ailenin yapması gereken şey şudur: çocukla birlikte oturup konuşmak. 'Sen bu tatil döneminde ne yapmak istiyorsun?' Onun tercihine bağlı olarak bir program yapacak, bu programı uygulayacak. Ancak bu program temel olarak ders odaklı olmayacak. Tatil yapmanın onun da hakkı olduğunu kesinlikle ifade etmemiz gerekiyor. Diyeceğiz ki 'sen belirli bir süre dinlenecek ve tatil yapacaksın. Sonra hangi konuda eksikliklerin varsa, hangi konuda ihtiyaçlarınız varsa sen kendi eksikliklerini tespit et, biz de kendi eksikliklerimizi tespit edelim ve bu konuda sana destek olalım' diyeceğiz. Temel davranış bu olmalı." ifadelerini kullandı.
"Okullarımızın yüksek not almaktan ziyade hayatı tanıma ve hayatı öğretmesi gerekiyor"
Konuşmasının devamında Çağlağan, şunları söyledi:
"Maalesef ülkemizde eğitim sadece sınıf geçme, yüksek not alma, falan sınavı yüksek alma, falan ortaokula veya liseye girme gibi bir sınav maratonu şeklinde devam ediyor. Oysaki bu gerçekçi bir eğitim değil. Çocukların sınavlarda artılar, eksiler, doğrular, yanlışlar gibi anlamlı testler yapması gerekiyor. Ancak bizim eğitim sistemimizin anlama, anlaşılma ve anlatabilme, analiz etme, okuduğunu anlama ve yorum yapabilme yeteneklerinin gelişmesi gerekiyor. Bununla birlikte okulların yalnızca not almayı değil, hayatı tanıtmayı ve hayatı öğretmeyi hedeflemesi gerekiyor. Hayatı tanıtmak, temel kültürü öğrenmek, temel inançları öğrenmek, temel yaşam tarzlarını öğrenmek, insanlar arası ilişkileri öğrenmek anlamına gelir. Dünya nereye gidiyor, biz neredeydik? Kendi tarihimizi, coğrafyamızı, iklimimizi ve insanlar arası ilişkilerde gerekli yetkinlikleri öğrenmemiz gerekiyor. Ancak bizde ne oluyor? Sadece akademik başarı ön plana çıkıyor. Akademik başarı ön plana çıktığında, belki iyi not alıyor, belki birincilikle mezun oluyor. Ancak hayatın okulunda maalesef gençlerimiz sınıfta kalıyor ve sadece yüksek not alma üzerine programlandığı için daha sonra tükenmişlik sendromunu yaşıyorlar."
"Çocuklarımıza hayatta kalmayı, kendine yetebilmeyi eğitimle birlikte öğretmemiz gerekiyor"
Son olarak, Çağlağan "Biz gençlerimizi maraton veya at yarışı gibi koşturuyoruz. Sonuç olarak iyi okullara gidiyor, iyi okulların diplomalarını alıyorlar, sonra boşluğa düşüyorlar ve hayata karşı hayal kırıklığı ve küskünlük yaşıyorlar. Oysaki kızlarımıza ve erkeklerimize hayatta kalmayı, kendilerine yeterli olmayı eğitimle birlikte öğretmemiz gerekiyor. Maalesef bu konuda eksiklik yaşıyoruz." şeklinde konuştu.