Çiftçiler, artan girdi maliyetleri ve yüksek enflasyonla mücadele ederken, ürettikleri buğday ve arpayı geçen yılki fiyata bile satamamaktadır. Özellikle buğday gibi stratejik bir üründe yaşanan sorunlar çiftçileri zor durumda bırakırken, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ise sorumluluğu Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi'ne yüklemektedir.
TMO, Yetersiz Talep ve Randevu Sistemi Sorunlarıyla Karşı Karşıya
Nisan ayı sonuna kadar yapılan öngörüsüz buğday ve arpa ithalatı, sanayicinin ve tüccarın finansmana ulaşamaması ve yüksek kredi maliyetleri sebebiyle çiftçinin ürününü elinde tutmasına neden olmuştur. Bu durumda sanayiciler ve tüccarlar, çiftçilerin ürünlerini düşük fiyatlarla satın alarak fırsatçılık yapmaktadır. Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) taleplerle başa çıkamaması ise randevu sisteminin başarısız olduğunu göstermektedir.
TMO Alım Fiyatı Üreticiyi Tatmin Etmiyor, Piyasa Fiyatları Düşük Kalıyor
Çiftçilerin yaşadığı bu zorlukları çözmek için piyasa fiyatlarının TMO alım fiyatına yükseltilmesini teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde çiftçilerin sorunları devam edecek ve bu durum buğday gibi stratejik bir ürünün üretimini tehlikeye atarak tüm ülkeyi etkileyecektir.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Duyarsızlığı ve Çiftçiye Destek Yoksunluğu
Çiftçilerin yaşadığı sorunları çözmek için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın acil önlemler alması gerekmektedir. Finansmana erişimi kolaylaştırmak için uygun faiz oranlarıyla kredi imkanları sağlanmalıdır. Ayrıca, TMO'nun tek başına alım ve satış fiyatı açıklamasının yeterli olmadığı, sanayici ve tüccarı teşvik edecek politikaların da hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Çiftçilere Destek Veren Seçmen Kesimi Kaderine Terk Ediliyor
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın çiftçilerin yaşadığı sorunlara duyarsız kalması ve çözüm önerisi sunmaması endişe vericidir. Ayrıca, Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin de çiftçilerin sorunlarına karşı sessiz kalması eleştirilmektedir. Hükümetin çiftçilere destek veren seçmen kesimini kendi kaderine terk etmesi ise büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu durum, çiftçilerin yanı sıra ülkenin gıda güvenliğini de tehlikeye atmaktadır.