Güncel

Pir-i fani kadınlar: Eskiden haya ve edep daha fazlaydı

Adıyaman'ın Sincik ilçesinde yaşayan iki 100 yaşındaki nine, köy hayatı ve kendi zamanlarına dair bilgiler vererek günümüz yaşamını değerlendirdi.

Buğday olarak adlandırılan Ayşe ve Adile, çocukluk arkadaşları olarak köyde sadece üç arkadaş kaldıklarını, onlardan birinin de hasta olduğu için başka bir ildeki kızının yanına gittiğini söyledi.

"Şimdiki insanlarda doğruluk yok"

Ayşe Buğday

Son 80 yıldır Hüseyinli Köyü'nde yaşadığını belirten Ayşe Buğday, "Şimdiki insanlar çok az doğrulukla yaşıyorlar. Ama ne yapalım, hayat böyle devam ediyor. Eskiden kız ve erkek çocukları, anne ve babalarına karşı daha saygılıydı. Şimdilerde bu saygı neredeyse hiç bulunamaz. Bizim zamanımızda gelin olduğumuzda bir elbisemiz olurdu. Ama şimdi insanlar elbiseleri için sınırları zorluyorlar. Çocukken başımız açık olabilirdi, ama şimdi o kadar açık saçıklık yok. O zamanlar evli ve bekar insanların giyim tarzları farklıydı. Şimdi evli ve bekar farkı kalmamış, herkes aynı elbiseleri giyiyor. Açık saçıklık yayılmış durumda." dedi.

"Öğle vaktine doğru insanlar uykudan uyanıp kahvaltı yapıyor"

Günümüz insanlarının çok uyku uyuduğunu ve fazla çalışmadığını söyleyen Boz, "Son dört yıldır hastalığımdan dolayı çok fazla yemek yapamıyorum. En küçük gelinim yanımda, ama çocukları küçük olduğu için çok fazla iş yapmıyor. Eşim yaklaşık 20 yıl önce öldü. Gençliğimizde çocukları beşiğe koyar, orakla buğday biçmeye giderdik. Beşiği hasat alanına götürürdük. Hem çocuklarımıza bakar, hem de hasat işleriyle uğraşırken güneşli havada gölgelikte durmazdık. Sonra köy çeşmesinden su çeker, inekleri sağardık ve yemek yapardık. Bir günde tüm bu işleri yapardık. Ama şimdi bu işler yok. Öğle vaktine doğru insanlar uykudan uyanıp kahvaltı yapıyor. Sürüye bakmak veya inek sağlamak gibi bir şey kalmadı. Göçebe yaşamı da kalmadı. Bu sene deprem oldu ve durumumuz ortada. Biz yaşlı insanlar için sorun yok, ama çocukların hepsi perişan durumda. İlimiz dışında da depremler oldu, evlerin bizim için de yapılmasını beklemeliyiz. Kış geldiğinde çadırlarda koşullar daha da zor hale gelecek. Yaşım gibi iki arkadaşım var, biri hasta, başka arkadaşım yok." dedi.

"Bizim zamanımızda açık saçıklık yoktu"

Adile Boz

Eskiden şartların daha zor olduğunu söyleyen Adile Boz, "Yüz yaşındayım. Bu köye gelin olarak geldim. İki oğlum ve dört kızım var. Gelin olduğumuzdan beri başımıza takdığımız yöresel örtü bizimle birlikte. Gelin olduğumuzda tek bir elbisemiz olurdu. O zamanlar çok çalışırdık, ineklerimiz, koyunlarımız vardı. Onları sağlardık ve sonra yaylalara çıkar orada kalırdık. Yayıkta yağımızı ayrıştırır yağ yapardık. Elbiseleri elle yıkardık. Bizim zamanımızda açık saçıklık yoktu. Ama şimdi kızlar, kadınlar hepsi birbirine karışmış durumda. Şimdikileri anlamıyorum. Biz anne ve babalarımızı üzmez, onlara kızdırmazdık. Ama şimdi tam tersi durumda. Anne ve babamızı desteklerdik. Şu anda birkaç arkadaşımız kaldı. Gençler, anne ve babanıza saygılı olun. Kızlar da örtülerine dikkat etsinler. Depremden ders çıkarmalıyız. Allah'a emanet olun." şeklinde konuştu. 

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }