Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan hava sıcaklıkları, güneş çarpması ve yanıkları başta olmak üzere çocuklarda ishal gibi birçok rahatsızlıklara yol açabiliyor.

Özellikle çocuk ve yaşlıları daha çok etkileyen sıcak havalarda alınması gereken önlemlere ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Dr. Halil Akyürek, ani hava değişimlerinin alerjik durumlara, sıcak havaların güneş çarpmalarına, yanıklara, çocuklarda ise ishalli hastalıklara neden olabildiğini belirtti.

" data-oembed_provider="youtube" data-resizetype="noresize" data-title="<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/NME5vId3TY8" width="560">">?wmode=transparent&jqoemcache=JJSfI" title="<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/NME5vId3TY8" width="560">" width="425">

"Mevsim geçişlerinde hastalıklar zirve yapabiliyor"

Akyürek, "Yaz aylarının en büyük problemi havaların birden ısınmasıdır. Eskisi gibi ilkbahar, yaz, sonbahar, kış şeklinde ilerlemiyor. Bazen birden kıştan yaza, yazdan kışa geçiş olabiliyor. Bu da iklim şartlarının değişmesinden kaynaklanıyor. Bu değişimler birçok kişide alerjik bazı problemler oluşturabiliyor. Hatta bu geçiş esnasında inanılmaz derecede hastalıkların zirve yaptığı dönemler olabiliyor. Acile gelen hastalardan bunu gözlemleyebiliyoruz." dedi.

"Mecburi olmadıkça 12.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamalı"

Havaların birden ısınması ile özellikle deniz veya göl kenarlarında ani nem artışlarının yaşanmasıyla birlikte bu bölgelerde yaşayanların çeşitli sıkıntılarla karşılaşabileceğini hatırlatan Akyürek, "Nem arttığı zaman deri yoluyla sıvı kaybı olabilir, gaz alışverişinde dengesizlik oluşabilir. Bu da vücudun mekanizması açısından sorun teşkil edebilir. Ayrıca vücut ısısının arttığı durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin 12.00-16.00 saatleri arasında dışarıda kalındığında vücut ısısının artmasına bağlı güneş çarpmaları, hatta güneş alerjileri meydana gelebilir. Bu tür hastalıklar yaz döneminde sıkça karşılaşılan rahatsızlıklardır. Çocuklar ve yaşlılar bundan daha fazla etkilenir. Çünkü çocukların vücutlarındaki su oranı yüzde 90 ile başlayıp yaş ilerledikçe yüzde 80, yüzde 70'lere düşer. Su oranı yüksek olduğu için daha fazla sıcaktan etkilenirler. Yaşlılarda ise vücut sıvılarının eksik olması nedeniyle kalp krizleri, kalp yetmezlikleri gibi bazı kalp rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Bu yüzden havanın sıcak olduğu 12.00-16.00 saatleri arasında eğer D vitamini almayı düşünmüyorsanız dışarı çıkmayın. Zorunda kalırsanız da ya şemsiye ya da şapka takmanız gerekecektir." diye konuştu.

"D vitamini alımı için 10-15 dakika güneşte kalmak yeterli"

Akyürek, "Ülkemiz çok güneş görmesi açısından çok şanslı bir yerdeyiz. Ancak yaptığımız tüm tetkiklerde gelen hastaların yüzde 90'ında D vitamini eksikliği olduğunu görüyoruz. Güneşli bir ülkedeyiz ama D vitamini değerlerimiz maalesef düşüktür. Bunun farklı sebepleri olabilir. Magnezyum, B vitamini eksikliği olabilir. D vitamininin aktif hale gelebilmesi için de güneş enerjisine ihtiyacımız var. Ancak bunun için de 2 saat güneş altında kalmak ve kendimize zarar vermek, güneş yanıkları oluşturmak gerekmez. 10-15 dakika kollarımız açık bir şekilde güneşte kalmak D vitamini almak için yeterlidir. Bunun yanlış anlaşılmaması çok önemlidir. Bazen D vitamini almak için bazen güneşin altında uyuyanlar olabilir. Güneşin zararlı ışınları nedeniyle vücutta inanılmaz derecede kaşıntı ve yanıklar oluşabilir. Bazen ikinci derece yanıklara kadar kabarcıklar oluşabilir." dedi.

Çocuklarda yaşanan sıvı kayıplarının ishalli hastalıklara yol açabileceğinin altını çizen Akyürek, hem ishalli hastalık hem de güneş ışınları altında uzun süre kalmanın çocuklarda hayati tehlike oluşturabileceğini söyledi.

"Sıvı kayıpları su tüketimiyle dengelemeli, emziren anneler bebeklerini daha sık emzirmeli"

Yaşanan sıvı kayıplarının su içerek telafi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Akyürek, son olarak şunları söyledi:

"Hastalık durumundan önce bol sıvı almak çok önemlidir. Hem yaşlılar hem de çocuklar için bu çok önemlidir. Emziren annelerin de çocuklara daha sık süt vermesi, bol sıvı tüketmesi gerekir. Çocukların, erişkinlerin ve yaşlıların sıvı kayıplarını telafi etmek için su içmeleri gerekmektedir. Ayrıca dengeli beslenme, düzenli uyku, stressiz bir yaşam düzeni de önemlidir. Kaybettiğiniz sıvıyı geri almak çok önemlidir."

Kaynak: (İLKHA)