3 Temmuz'da başlayan ve 10 Temmuz'a kadar sürecek olan Yaz Kur'an kurslarına 4-22 yaş aralığındaki çocuklar ve gençler davet ediliyor. Palu İlçe Müftüsü İbrahim Bor, kayıtların hala devam ettiğini belirterek, anne ve babalara sesleniyor.
Palu İlçe Müftüsü İbrahim Bor, Yaz Kur'an kurslarının büyük bir coşkuyla başladığını ve din görevlilerine, ailelere ve toplumun tüm kesimlerine büyük bir görev düştüğünü söylüyor.
Müftü Bor, yaz Kur'an kurslarında çocuklara ve gençlere Allah'ı tanıtmayı, Peygamberimizin özelliklerini, ahlaki yönlerini ve hayatının tüm aşamalarında nasıl bir örnek olduğunu öğretmek için güzel bir program düzenlediklerini belirtiyor.
Müftü Bor, bu yıl Yaz Kur'an kurslarının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Haydi gençler! Bu yaza değer katalım." temasıyla başlatıldığını belirterek, kurslarda yapılan program hakkında bilgi veriyor.
"50-60 yaşındaki dayılarımız ve amcalarımızın İslami bilgisinin temelinde yaz Kur'an kurslarında öğrendikleri vardır."
Palu İlçe Müftüsü İbrahim Bor
50-60 yaşındaki dayılarımız ve amcalarımızın İslami bilgisinin temelinde yaz Kur'an kurslarında öğrendiklerinin olduğunu söyleyen Müftü Bor, konunun anlaşılabilmesi için bir örnek veriyor; "50-60 yaşında bir dayımıza veya amcamıza 'Dayıcığım! Amcacığım! Nasıl namaz kılıyorsun, Fatiha'yı oku' dediğimizde, o yaz Kur'an kurslarında öğrendiği şekliyle cevap verir. Çünkü temeli oradan almıştır. Toplumun büyük bir kesiminde durum böyledir. Bu yüzden yaz Kur'an kursları bizim için çok önemlidir. Hedefimiz, Rabbimizi, Peygamberimizi, Kitabımızı güzelce tanıyan ve sevgi duyan, Kitabımızı okuyan, bunu hayatına yansıtan, bunun farkında olan ve bunu sonraki nesillere aktarabilen bir gençlik yetiştirmektir." diyor.
"Kur'an-ı Kerim bizim için bir hayat rehberidir."
Müftü Bor, Yaz Kur'an kurslarının önemini hadislerle açıklıyor; "Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir Hadis-i Şerifinde 'Sizin en iyi olanınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir.' buyurmuştur. Başka bir Hadis-i Şerifte ise 'Siz Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'e ve benim sünnetime sıkı sıkıya sarıldığınız sürece sapmazsınız.' demiştir. Bu yüzden Kur'an-ı Kerim'i roman gibi okuyamayız. Kur'an-ı Kerim bizim için bir yaşam rehberidir. Bu yüzden onu öğrenmek, anlamak, yaşamak ve başkalarına da bunu aktarmak bir Müslüman'ın temel görevlerindendir. Bu nedenle Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu konuya büyük önem vermiştir. Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: 'Kur'an bir zenginliktir ve üzerinde başka bir zenginlik yoktur.' Ayrıca Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), Kur'an'ı bilmeyenler için şöyle demiştir: 'Demir nasıl paslanır ve üzerinde pas oluşursa, insanların kalpleri de aynı şekilde pas tutar.' Bir Sahabi bu konuda sormuş: 'Ya Resulallah! Bu kalpleri canlandırmanın ve cilalamakın bir yolu yok mu?' Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) cevap olarak, 'Tabii ki vardır. Kalplerin cilası Allah'ı anmak, Kur'an okumak ve ölümü hatırlamaktır.' demiştir. Kur'an okumanın önemli bir faydası da şudur: Her şeyden önce inanıyoruz ki herkesin bir ölümü vardır. Ahiret gününde herkes yaptıklarının hesabını verecektir. İnsan Allah'ın huzuruna gittikten sonra amel defteri kapanır, ama Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bize öğrettiğine göre 3 şey istisnai kabul edilmiştir. Bunlardan biri salih bir evlat bırakmaktır. Diğer bir istisna ise ilim talebesidir. Bir alim ve hoca için mükemmel bir mirastır. Öğretilen ilim ile amel eden öğrenci, alimin ölümünden sonra da hayırlı amellerini devam ettirir." diyor.
"Camiyle iç içe olan bir nesil, her türlü kötülükten korunmuş olur."